- Leziz Kadavralar / Agustina Bazterrica / Siren Yayınları,by hikayeyiyenİlk Basım Tarihi: 2017 Çeviren: Seda Ersavcı … Bir seferinde ona neden sersemletme alanında çalıştığını sormuştu. Sergio, “Ya besi hayvanları ya ailem,” demişti. Elinden başka bir iş gelmediğini ve maaşın yüksek olduğunu söylemişti. Ne zaman pişmanlığa kapılsa çocuklarını ve bu iş sayesinde onlara nasıl da daha iyi bir hayat sunabildiğini düşündüğünü anlatmıştı. Bu yeni etle, kökü kazınmamış olsa da, nüfus fazlalığının, fakirliğin ve açlığın kontrol altına alındığından dem vurmuştu. “Bu hayatta herkesin bir işlevi var,” demişti “etinki kurban edilmek ve yenmek.” Yaptığı iş sayesinde insanların beslendiğini, bu yüzden kendiyle gurur duyduğunu söylemişti. Daha pek çok şey söylemişti aslında ama o… Read more: Leziz Kadavralar / Agustina Bazterrica / Siren Yayınları,
- Tehlikeli Görüler / edt. Harlan Ellison / İthakiby hikayeyiyenİlk Basım Tarihi: 1967 Çeviren: Begüm Kovulmaz, Cihan Karamancı, Doğa Özışık, Dost Körpe, Elif Ersavcı, Fuat Sevimay, Güçsal Pusar, Merve Çay, Ömer Ezer, Sanem Erdem, Selin Kurugül, Sevda Deniz Karali, Su Akaydın, Taylan Taftaf Bazen bunu bir tür inanmazlıkla hatırlıyorum. Bilimkurgu kaçış edebiyatıydı. Biz kaçıyorduk. Sokak beyzbolu, ev ödevi, ve yumruk yumruğa kavgalar gibi gerçekçi sorunlardan uzaklaşıyorduk sırf nüfus patlamaları, roket gemileri, Ay keşifleri, atom bombaları, radyasyon hastalığı ve kirli atmosferden oluşan bir masal âlemine girmek için. Şahane değil mi? Biz genç kaçakların hakettiğimiz ödülü alma şeklimiz ne kadar hoş değil mi? Günümüzün tüm büyük, akıllara durgunluk veren, umutsuz sorunları için… Read more: Tehlikeli Görüler / edt. Harlan Ellison / İthaki
- Yanılsamalar Şehri / Ursula K. Le Guin / Metis Yayınlarıby hikayeyiyenİlk Basım Tarihi: 1967 Çevirmen: Çiğdem Erkal Yeşilbademli Zove’un Evi’nde yaşayan tüm aile, küçük çocuklar hariç, o gece, pencereleri nemli akşam havasına açılmış alt kattaki büyük odada toplandı. Yıldızların ışıkları, ağaçların varlığı ve derenin sesi, hepsi az aydınlatılmış odaya doldu; öyle ki her insanın yanındakiyle arasında, hatta söyledikleri sözler arasında gölgeler için, gece rüzgârı için ve sessizlik için de bir yer vardır. (Sayfa 10, 11) “Acaba,” dedi En Yaşlı Kadın, “acaba alet değil de kurban olabilir mi? Belki de Şingler yaptığı ve düşd4ündüğü bir şey nedeniyle ceza olarak zihnini tahrip etmişlerdir.O zaman onların cezasını biz mi tamamlayacağız?” “Daha hakiki bir… Read more: Yanılsamalar Şehri / Ursula K. Le Guin / Metis Yayınları
- Kara Örümcek / Jeremias Gotthelf / İthakiby hikayeyiyenİlk Basım Tarihi: 1842 Çeviren: Barış Tanyeri Evin etrafında cumartesi akşamları gündüzle gece arasındaki birkaç fırça darbesi ile elde edilmesi mümkün olmayan bir pazar parıltısı asılıydı; ki bu parıltı geleneksel saflığın değerli bir mirasıdır ve tıpkı aile şerefi gibi her gün muhafaza edilmesi gerekir zira tek bir saat bile başıboş bırakıldığı takdirde lekelenebilir ve kan lekelerine benzeyen, boya badanaya bana mısın demeyen bu izler nesillerce silinmez. (Sayfa 5) … tüm bitki dünyasının, insanlara kaderlerinin her sene yenilendiğini göstermek istermişçesine göğe doğru uzandığı ve coşkunca çiçek açtığı gündü. .. (Sayfa 6) … İyi besili, mağrur tavuklar ve güzel güvercinler ayağının dibindeki… Read more: Kara Örümcek / Jeremias Gotthelf / İthaki
- Walden Gölü / Henry David Thoreau / Say Yayınlarıby hikayeyiyenİlk Basım Tarihi: 1854 Çeviren: Caner Turan … Komşularımın giriştiği şeylerle karşılaştırıldığında Herkül’ün on iki görevinin bile bir hiçbir önemi yoktu; çünkü Herkül’ün, yerine getirilmesi gereken on iki adet görevi vardı ve elbette sona erecekti; fakat ben bu adamların bir canavarı öldüğüne veya yakaladığına vey bir görevi başarıyla tamamladıklarına hiç tanık olmadım. Hidra’nın kafasını kızgın demirle kökünden dağlayacak bir arkadaşları yoktur, fakat bir kafa yok edilir edilmez, hemen iki tane daha ortaya çıkar. (Sayfa 13) Fakat insanlar emeklerini yanlış yere harcıyorlar. İnsanın iyi yanı gömülerek çürümeye terk ediliyor. İnsanların çalıştırılması kaderlerinde varmış gibi görünüyor, genellikle de ihtiyaç olarak adlandırılır bu… Read more: Walden Gölü / Henry David Thoreau / Say Yayınları
- Koyunlar Yukarı Bakar / John Brunner / İthakiby hikayeyiyenİlk Basım Tarihi: 1972 Çeviren: Cenk Pamay … Austin, ona taktıkları komi lakabını bin kat yeğlerdi. Hiç değilse kendini ifade etmek için kullandığı komensalist teriminin kısaltması gibi duruyordu. terimi şöyle açıklardı hep: “Sen ve senin köpeğin ve köpeğin sırtındaki pire ve inek ve at ve kır tavşanı ve tarla sincabı ve ipliksi solucanlar ve terliksiler ve spiroketler; hepimiz sonunda aynı masada oturuyoruz. Ancak bu, insanların ona vatan haini diye bağırmasından bıkıp usandığında ortaya attığı bir tartışma konusu olmaktak öteye gitmezdi hiç. (Sayfa 36, 37) Evet, Decimus’ın itibarını zedelemek için yapılmıştı kesin. Kesin. Gözlerinde dolar işareti olan birbirinden farksız bu basmakalıp,… Read more: Koyunlar Yukarı Bakar / John Brunner / İthaki
- Yanı Başımızdaki Doğa / Thor Hanson / Metis Yayınlarıby hikayeyiyenİlk Basım Tarihi:2025 Çeviren: Deniz Keskin Giriş: Arka Bahçe Biyolojisi (münzevi bülbül ardıcı / Catharus guttatus) Avcumun ortasında sere serpe yatan bu tüyle kaplı ufacık şey o kadar hafifti ki sanki daha az önce kanat çırpan, kanlı canlı hayvan değildi de sadece bir kuş fikrinden ibaretti. (Sayfa 15) …“Çevre açısından, yapabileceğimiz en radikal hareket evde kalmaktır.” (Sayfa 16) 2020’nin ilk aylarında COVID-19 pandemisi yüzünden yaşanan kapanmalar neredeyse herkesi, bazen aylar boyunca, evde kapalı kalmaya mecbur bıraktı. Çevre de bu duruma tepki verdi. Büyük şehirlerin kirli havası temizlendi, Venedik kanallarına balıklar geri döndü, otları biçilmeyen yol kenarlarında çiçekler açtı, vahşi yaşam… Read more: Yanı Başımızdaki Doğa / Thor Hanson / Metis Yayınları
- Rebecca / Daphne Du Maurier / İthakiby hikayeyiyenilk Basım Tarihi: 1938 Çeviren: Levent Göktem İnsanların çektikleri acılardan daha güçlü ve arınarak çıktıklarına dair bir teori olduğuna,bu dünyada ya da başka herhangi bir dünyada ilerleyebilmek için sırtımıza ateşten gömlek geçirmek zorunda olduğumuza inanıyorum. İronik görünmekle birlikte biz onu en geniş manasıyla yaptık. Korkuyu da yalnızlığı da yaşadık, büyük sıkıntılar çektik. Bana kalırsa er ya da geç herkesin hayatında bir imtihan ânı olur. Hepimizin kendimize ait bir şeytanı vardır, bizi oradan oraya sürükler, bize işkenceler eder; nihayetinde hepimiz kendi mücadelemizi vermek zorundayızdır. Biz kendi mücadelemizi kazandık ya da kazandığımıza inanıyoruz. (Sayfa 10, 11) Mutluluk, ödüllendirilmesi gereken bir servet değil,… Read more: Rebecca / Daphne Du Maurier / İthaki
- Maximillilan Ponder’ın Muteber Beyni / J. W. Ironmonger / Kolektif Kitapby hikayeyiyenİlk Basım Tarihi: 2012 Çeviren: Elif Ersavcı Hikâyelerin sonunu tanımak kolaydır, değil mi? Hep birlikte sonsuza dek mutlu mesut yaşamaya başladığımız ya da kim bilir, “Ötesi, sessiz bir dünya” diyerek sahneden çekildiğimiz gündür hikâyenin sonu. (Sayfa 15) Beyninde ikamet eden bütün anları kataloglamaya karar veren birini bekleyen bir sıkıntı olduğunu siz de tahmin etmişsinizdir; bu sıkıntı hepimizin bildiği, hepimizin herkesten bilmesini beklediği, ama kaydetmeyi aklımıza bile getirmeyeceğimiz şeylerin sonsuzluğundan kaynaklanıyor. Max vakasına uygulayabileceğimiz birkaç örnek üzerinde duralım. Şunlar olabilir: … (Sayfa 37) …Tek gördüğüm Marcel olmayan bir çocuktu. Tavırları dalgın, bakışları ağır ve meraklı, hareketleri ihtiyatlı bir çocuk. Aklına koyduğunu… Read more: Maximillilan Ponder’ın Muteber Beyni / J. W. Ironmonger / Kolektif Kitap
- Stepford Kadınları / Ira Levin / İthakiby hikayeyiyenİlk Basım Tarihi: 1972 Çeviren: Seçkin Selvi Tüm kitabı yazamayacağım için bir inceleme yazacaktım. Henüz yazamadım. Böyle.
- Ada / Aldous Huxley / İthakiby hikayeyiyenÇeviren: Seniha Akar İlk Basım Tarihi: 1962 … Susila, Dugald’ın göğe dönük yüzündeki keyifli ifadeyi görmek için başını çevirecekken, birden duraksayıp yere baktı. Dugald artık yoktu; yalnızca bu acı, kesilip atılan bir organın düşlerde, Hatta algılarda sürüp giden acısını andıran bu duygu vardı. “ Bir organın kesilip atılması,” diye fısıldadı, “bir organın kesilip atılması…” Gözleri yaşla dolunca sustu. Bir organın yitmesi, kendine acıması için yeterli bir neden olmamalıydı; Dugald ölmüştü ama kuşlar yine güzeldi ve çocuklarının ve tüm öbür çocukların her zamanki gibi sevgiye, yardıma, eğitilmeye gereksinmeleri vardı. Onun yokluğu böyle sürekli duyuluyorsa, bunun bir nedeni olmalıydı. Bundan böyle ikisi… Read more: Ada / Aldous Huxley / İthaki
- Cesur Yeni Dünyayı Ziyaret / Aldous Huxley / İthakiby hikayeyiyenÇeviren: Savaş Kılıç İlk Basım Tarihi: 1958 Önsöz Aklın ruhu, gerçekdışının tam da bedeni haline gelebilir. Ne kadar yalın ve akılda kalıcı olursa olsun, kısalık, eşyanın tabiatı gereği, karmaşık bir durumun bütün olgularına hakkaniyetli davranamaz. Böyle bir izleği, bir kimse ancak eleyerek ve basitleştirerek özetleyebilir. Eleme ve basitleştirme, anlamamıza yardımcı olur, ama çoğu durumda, yanlış şeyi anlamamıza; çünkü biz sadece kısaltanın dikkatle formüle ettiği nosyonları anlarız, bu nosyonların keyfi biçimde içinden çekip çıkarıldığı, sallanıp budaklanan, engin gerçekliği değil. Ama hayat kısadır, bilgiyse sonsuz: kimsenin her şeye zamanı yok. Pratik olarak aşırı kısa bir sunumla sunumun yokluğu arasında seçim yapmaya zorlanırız… Read more: Cesur Yeni Dünyayı Ziyaret / Aldous Huxley / İthaki
- Cesur Yeni Dünya / Aldous Huxley / İthakiby hikayeyiyenÇeviren: Ümit Tosun İlk Basım Tarihi: 1932 Kronik vicdan azabı, tüm ahlâkçıların hemfikir olduğu gibi, hiç de istenmeyen bir duygudur. Eğer kötü bir davranışta bulunduysanız,pişmanlık duyun, elinizden geldiği kadar durumu düzeltin ve bir dahaki sefere daha iyi davranmaya bakın. Ne sebeple olursa olsun hatalarınızın üzerinde kara kara düşünmeyin. Temizlenmenin yolu çamurda yuvarlanmak değildir. (Sayfa 19) … Çünkü zaten işlerini zekice yapacaklarsa genel bir fikirleri olmak zorundaydı, ancak toplumun iyi ve mutlu üyeleri olacaklarsa ne kadar az bilirlerse o kadar iyi olurdu.. Çünkü herkesin bildiği gibi, tikeller erdem ve mutluluğu getirir; genellikler ise entelektüel açıdan kaçınılmaz belalardır. Toplumun omurgasını düşünürler değil,… Read more: Cesur Yeni Dünya / Aldous Huxley / İthaki
- Yakarış Çemberi / P. Djeli Clark / İthakiby hikayeyiyenÇeviren: Ceren Gürein İLk Basım Tarih: 13 Ekim 2020 Kemik çatırtılarının, kas ve etin gerilip çekilmesinin mide bulandırıcı sesi sokağı dolduruyor. Sırığı andıran adamın vücudu inanılmayacak kadar büyüyerek beyaz cübbesi kadar kolay bir şekilde derisini de yırtıyor. Artık onun yerinde duran şeye tam olarak adam bile denemez. Nereden baksanız üç metre boyunda; hayvanların arka bacakları gibi geriye bükülen bacakları, çoğu insanın iki katı genişliğinde uzun bir gövdeyle birleşiyor. Kalın kemik ve kastan oluşan kolları omuzlarından yere doğru sarkmış. Fakat göze çarpan nokta kafası; uzun ve kavisli yapısı sivri, kemikli bir uca sahip. Bu bir Ku Klux. Gerçek bir Ku Klux.… Read more: Yakarış Çemberi / P. Djeli Clark / İthaki
- Mickey 7 / Edward Ashton / İthakiby hikayeyiyenİlk basım tarihi: 15 Şubat 2022 Çeviren: Burcu Denizci Sizinle bir düşünce deneyi yapalım: Diyelim ki gece uyuduğunuzda sadece uyumadığınızı öğreniyorsunuz. Ölüyorsunuz. Ölüyorsunuz ve ertesi sabah sizin yerinize başka biri uyanıyor. Tüm anılarınız onda. Tüm umutlarınız, tüm hayalleriniz, korkularınız, ve dilekleriniz onda. Kendini siz sanıyor,tüm arkadaşlaınız ve sevdikleriniz de öyle. Ama o siz değilsiniz ve siz de bir gece önce uyumaya giden insan değilsiniz. Yalnızca bu sabahtan beri varsınız ve bu gece gözlerinizi kapattığınızda varlığınız sona erecek. Kendinize sorun: Bu hayatınızda nesnel bir fark yaratır mı? Hatta bunu anlayabilmenin bir yolu var mı? (Sayfa 14) Ve böylece, tarih boyunca sıkılmış… Read more: Mickey 7 / Edward Ashton / İthaki
- Soğukkanlılıkla / Truman Capote / Sel Yayıncılıkby hikayeyiyenİlk basım tarihi: 1965 Çeviren: Ayşe Ece “Nisan ayı gelince papağanlar Uçmaya başlarlar, kırmızılı, yeşilli Yeşilli, turunculu Kanatlarını görürüm, seslerini işitirim, Ve anlarım ki şarkı söyleyen papağanlar Baharı getirmişler Nisan ayında.” Perry Edward Smith’ in yazdığı şarkı (Sayfa 24) “Küçük şeyler gerçekten yalnızca sana ait olurlar” dedi Bayan Clutter elindeki yelpazeyi kapatarak. “ Bir yere giderken onları da yanına alabilirsin. Bir ayakkabı kutusuna koyar, her yere götürebilirsin.” (Sayfa 38) …Bayan Kidwell yatağın kenarına oturdu; Bonnie’ ye sarılmak için yaklaşınca Bonnie kendisini onun kollarına bıraktı ve “ Wilma, sizi dinliyorum buradan, biliyor musun? Hepinizin seslerini duyuyorum. Kahkahalarınız çınlıyor kulaklarımda. Ne kadar… Read more: Soğukkanlılıkla / Truman Capote / Sel Yayıncılık
- Sınırdaki Ev / William Hope Hodgson / İthakiby hikayeyiyenİlk basım tarihi: 1908 Çeviren: Sönmez Güve Baktıkça her iki yanımda da daha fazlasını görüyordum. Dağlar tuhaf yaratıklarla doluydu… Hayvan-tanrılar ve diğer Dehşetler, öylesine tüyler ürpertici ve canavarcaydılar ki onları tarif etmeye kalkışmanın bile ne olabilirliği vardı, ne de ahlaka uygunluğu. Bana gelince… İçim kahredici bir korku ve tiksinmeyle dolmuştu; yine de merakım giderek artıyordu. Yoksa çağlar öncesinde kalmış putperest inanışlarında gerçekten bir pay, insanların, hayvanların ve elementlerin tanrılaştırılmalarından öte bir şeyler var mıydı? Bu düşünce beni pençesine aldı: Var mıydı? (Sayfa 35) … Tuhaf biçimde bir insanı akla getiren bir ağza sahipti, ama bir çenenin varlığından söz edilemezdi. Burnu… Read more: Sınırdaki Ev / William Hope Hodgson / İthaki
- Kazkafanın Kitabı / Yiyun Li / İş Bankası Kültür Yayınlarıby hikayeyiyenİlk basım tarihi: Eylül 2022 Çeviren: Nuray Önoğlu Bütün hayaletler, hayaletlere özgü yetenekler talep eder: biçim değiştirme, musallat olma, bizim görmediğimiz şeyleri görme, yaşayanların hayatının gidişatını belirleme. Eğer ölülerin hayalet olmaktan başka seçeneği yoksa Fabienne’in hayaleti, diğer hayaletlerin gurur duyduğu klasik numaralarla yalnızca alay ederdi. Onun hayaleti tamamen başka bir şey yapardı. (Sayfa 12) … Yine de efsane dediğiniz, çirkin ve sıkıcı olanı örtmek için bir perde değil de nedir? İnsanlar çoğu zaman çirkin ve sıkıcıdır. Bazıları için ikisi birden geçerlidir. Dünya da öyledir. Dünya çirkin ve sıkıcı olmasa, efsanelere ihtiyacımız olmazdı. (Sayfa 27) Bir hikayeyi bilmekle onu yazmak arasındaki… Read more: Kazkafanın Kitabı / Yiyun Li / İş Bankası Kültür Yayınları
- Düşyılanı / Vonda N. McIntyre / İthakiby hikayeyiyenİlk basım tarihi: Mart 1978 Çeviren: Aslı Genç “Ağlamanı isterdim, eğer yapabiliyorsan,” dedi Yılan. “O kadar da korkunç bir şey değil.” Fakat Stavin anlamış görünmüyordu ve Yılan da onu zorlamadı; halkının ağlamayı, yas tutmayı, gülmeyi reddederek zor bir ülkede dayanmayı kendi kendilerine öğretiyor olmaları gerektiğini düşündü. Kederden feragat edip yalnızca küçük neşelere izin veriyorlardı fakat hayatta da kalıyorlardı. (Sayfa 12) “Bu çok üzücü,” dedi ve sessizleşti, insanların bu kadar izole olmasına neden olmuş o ciddi sıkıntıları anlamaya çalıştı, bir yandan da kendisinin gerekli yalnızlığıyla onların tercih ettiği yalnızlığı karşılaştırdı. (Sayfa 19) => Sayfa 28, Çim’in öldürülüşü. Tamamen farklı iki kişi… Read more: Düşyılanı / Vonda N. McIntyre / İthaki
- Derinin Altında / Michel Faber / İthakiby hikayeyiyenİlk basım tarihi: 2000 Çeviren: Ayça Çınaroğlu Isserley de çoğunlukla böyle tarih öncesinden kalma saatlerde işe girişirdi; öyle ki dünyada ilk araba onunki olabilirdi. Daha yeni tamamlanmış bir dünyaya indirilmiş gibiydi; sanki dağlar tam yerine oturmamıştı ve ağaçlı vadiler her an denize dönüşebilirdi. (Sayfa 11) Duygularını, uzaktan gelen bir arabanın farlarını arabanın yan aynasından görür gibi ancak göz ucuyla görebiliyordu. Yalnızca doğrudan bakarak aramadığı zaman, onları fark etme şansı vardı. (Sayfa 46) Yaratığın konuşamadığına inanmak çok zordu. Nasıl da konuşabileccekmiş gibi görünüyordu. Tuhaf olmasına rağmen aldatıcı bir şekilde insansı bir görünüşü vardı, bu da onu, ilk kez olmasa da, türler… Read more: Derinin Altında / Michel Faber / İthaki
- Türleri Kurtarmak: Soyların Tükendiği Bir Çağda Yaşam Savaşı / Michelle Nijhuis /Nova Kitapby hikayeyiyenİlk basım tarihi: 2021 Çeviren: Emre Can Petek Bölüm 1: Hayvanların İsim Babası Olan Botanikçi =>Sayfa 36, 37 İsimleri ünlülere verilen bazı ünlü kişilerle ilgili paragraflar. Bölüm 2: Tahnitçi Ve Bizon Amerika BirleşikDevletleri ova kabilelerine karşı yürüttüğü savaşın son yıllarına girdiğinde, devam eden bizon kırımı düşmanı yok etmek için uygun bir yol gibi görünmeye başladı. Başkan Grant dönemindeki İçişleri Bakanı Columbus Delano, bizonların yok olmasının “Kızılderilileri daha küçük alanlara hapsedeceğine ve göçebe geleneklerini terk etmeye zorlayacağına” inanıyordu. 1874 yılında Kongre bizon avını kısıtlayan bir yasa tasarısını kabul ettiğinde Başkan Grant bunu veto etti. On iki yıl sonra, Hornaday ve arkadaşları… Read more: Türleri Kurtarmak: Soyların Tükendiği Bir Çağda Yaşam Savaşı / Michelle Nijhuis /Nova Kitap
- Yabancılarla Bir Yaz / Taichi Yamada / İthakiby hikayeyiyenBu koca binada tek başıma olduğumu düşünmek, bir parça ürkütüyordu. Ama çocukluk yıllarıma geri dönmüş gibi saf ve heyecan verici bir özgürlük hissi de uyandırıyordu. (Sayfa 11) “Üzgünüm,” diyerek başını öne eğen Mamiya, ardından ağlamaklı bir sesle, “ Artık daha fazla burda kalamam, bu çok acı veriyor,” dedi. televizyondaki pembe dizilerden bir sahne gibiydi. Biz şimdiye kadar o tür dizilerden yapmamak için direnmemiş miydik? (Sayfa 19) Böyle diyerek kadının cam tezgahın üzerine sıraladığı kravatlara bakarken neredeyse imkansız bir şey aradığımı anladım. Olmayan bir şeyi arıyordum. Tıpkı en nihayet elde ettiğim yalnız ve özgür hayatı yaşamaya çalışırken, bir türlü nasıl olması… Read more: Yabancılarla Bir Yaz / Taichi Yamada / İthaki
- Gece Kancığı / Rachel Yoder / İthakiby hikayeyiyenÇeviren: Aslıhan Kuzucan Çocukluk döneminizin başlarında bir ateş yakarsınız. Bu ateşi harlayıp büyütürsünüz. Ne pahasına olursa olsun onu korursunuz. Köpürüp bir ışık dağına dönüşmesine izin vermezsiniz çünkü böyle bir şey bir kıza yakışmaz. Sır olarak saklarsınız. Yanmasına izin verirsiniz. Diğer kızların gözlerinin içine baktığınızda titreyen ateşini görürsünüz, başınızı bir suikastçı gibi sallarsınız ve tahammül sınırlarını zorlayan sıcaklığı, kontrolden çıkmak üzere olan yangını asla yüksek sesle dile getirmezsiniz. (Sayfa 11) Kimse böyle bir şeyi öngörememişti; o ana kadar yıllar boyunca anne tasvirinin ta kendisiydi: fedakar, evcimen, sızlanmayan, somurtmayan, ,insanın bütün enerjisini emen uykusuz gecelerin ardından bile dinç, biricik kocası horlaya horlaya… Read more: Gece Kancığı / Rachel Yoder / İthaki
- Ölü Yiyiciler / Kevin J. Wetmore Jr. / Ayrıntı Yayınlarıby hikayeyiyenÇeviren: Selin Kurugül David Quammen’ın da söylediği gibi: “İnsanın öz farkındalığının en eski biçimleri arasında et olmanın farkındalığı vardır.” (Sayfa 13) Ölüler; böcekler ve bakteriler, alevler, hayvanlar ve hatta bazı durumlarda insanlar tarafından bile yenilebilirler. Cesetler için kutu formundaki cenaze tabutu niteliğinde olan “lahit”ler (sacrophagus), kelime anlamı olarak “et yiyen” (sarx ve phagos) anlamına gelir. Bir kişiyi lahite yerleştirdiğimizde bu; tabutun cesedi yediğini sembolize eder. Ölümün nihai sonucu; bir şey tarafından yenmektir. (Sayfa 16,17) => Sayfa 19, Margaret Atwood wendigo yorumu Yamyamlar, kendileriyle aynı türden olanları yiyen varlıklardır. Antropophaguslar ise yiyicinin türü farketmeksizin insan yiyen varlıklardır. (Sayfa 20) => Sayfa 21,… Read more: Ölü Yiyiciler / Kevin J. Wetmore Jr. / Ayrıntı Yayınları
- İnsandan Öte / Theodore Sturgeon / İthakiby hikayeyiyenÇeviren: Sanem Erdem Tam bir hayvandı – insanların arasında aşağılık bir varlıktı. Ama çoğu zaman insanlardan uzak duran bir hayvandı. Ormandan yaşayan bir hayvan gibi, zarif bir hayvan gibi hareket ederdi. Tıpkı bir hayvan gibi, nefret ya da zevk duymadan öldürürdü. Tıpkı bir hayvan gibi, yenilebilir ne bulursa yerdi, yiyebildiği zman da sadece yeteri kadarını yer, fazlasını yemezdi. Bir hayvan gibi, rahat ve hafif bir uykuyla, insanların tam tersi şekilde uyurdu; zira insanlar uykuya kaçmak üzere, hayvanlarsa uykudan kaçmaya hazır uyurdu.. Kedi ve köpek yavruları gibi oynamanın artık amaç barındırmadığı bir hayvanın olgunluğuna sahipti. Neşeyi de bilmezdi, sevinci de. Duyguları… Read more: İnsandan Öte / Theodore Sturgeon / İthaki
- Hayvan Mezarlığı / Stephen King / Altın Kitaplarby hikayeyiyenÇeviren: Mehmet Harmancı Yaşlı adam eğilip Eileen’e göz kırptı. “Yaşamın diğer şeylerine benzer bu da Eileen . Yoldan ayrılmayacaksın, hepsi bu. Yoldan çıkarsan bir de bakarsın ki kaybolmuşsun şansın yoksa. Sonra arkandan da seni aramaya insan çıkarırlar.” (Sayfa 33) “Ölüm de yaşamın bir parçası kızım,”dedi “Kötü bir parçası öyleyse!” Buna verecek bir karşılık yoktu. Kız ağlamaya devam etti. Sonunda dinecekti gözyaşları. Hiçbir zaman kaybolup gitmeyecek olan bir gerçekle huzursuz bir barış yapmanın ilk adımıydı bu. (Sayfa 44) Louis’in Eileen’i üzerinden korkuyla çağırdığı ağaç yığını şimdi bir kemik kümesi olmuştu. Kemikler hareket ediyordu. Kıvranıyorlar, takırdıyorlardı. Azıdişleri, köpekdişleri, çene kemikleri, kalça kemikleri.… Read more: Hayvan Mezarlığı / Stephen King / Altın Kitaplar
- Marifetler / Ursula K.Le Guin / Metis Yayınlarıby hikayeyiyenÇeviren: Çiğdem Erkal Yeşilbademli Emmon öyle tatlılıkla ikna ediyordu ki, ona güçlerimizi anlatmanın verdiği güçlülük hissine karşı koyamıyordum. Böylece ona gördükleri ve işaret edebildikleri her yeri tutuşturabilen Olm soyunu anlattım; tek sözle ve tek hareketle eşyalar, hatta evleri, hatta tepeleri bile hareket ettirebilen Callemleri; ve iç görü sahibi oldukları için insanın düşüncelerini okuyabilen Morga soyunu – gerçi Gry onların insanın içindeki hastalıkları ve zayıflıkları gördüklerini söyledi. Bu durumda Morgaların tehlikeli olmasalar bile insanı rahatsız edecek cinsten komşular olabileceği konusunda hemfikir olduk, zaten o yüzden ayak altında değillerdi, kuzeydeki dar vadilerin ötesine uzanan yoksul topraklarda yaşıyorlardı ve güzel atlar yetiştirdikleri dışında … Read more: Marifetler / Ursula K.Le Guin / Metis Yayınları
- Balkabağından Öteby hikayeyiyenÇok istemenin gücünü hafife almayın. Bazen bir şeyi çok istemek dünyadaki sihri harekete geçirebilir. Böyle olur mucizeler. Jack de böyle bir mucizenin sonucu. Üstündeki karanlık, soğuk topraktan kurtulur kurtulmaz bu mucizeye sebep olanları aramaya başlamış. Önce başka balkabakları görmüş ama onların da topraktan çıkmasından başka kendisine benzer hiç bir yanı olmadığını hemen anlamış. Yıkık dökük, bakımsız bir evden ve bir tarlanın ortasına terkedilmiş eski bir kamyonetten başka bir şey yokmuş etrafta. Eve girip biraz dolaşmış. İhmal edilmiş, kirli ve çok hüzünlü bir evmiş burası. Çok yoğun duygular asılı kalmış havada. En çok da özlem hissetmiş. Onu her kim çok istemişse,… Read more: Balkabağından Öte
- Kötü Dileklerby hikayeyiyenBana ne kadar kötü olurlarsa olsunlar kimse için kötü dileklerde bulunmamak gerektiği öğretildi. Kötü dilekler dileyince, bu dileğin dönüp dolaşıp bana zarar vereceği söylendi. Ama yaşarken, bana öğretilen bir çok şeyin gerçeklerle uyuşmadığını fark ettim. Bu riski alıp, sonuçlarını kendim görmek istiyorum. Sonbaharın yaklaşması çok büyük bir şans benim için. İçimden güzel bir şey yazmak gelmiyor. Karanlık düşünceler zihnimi doldurdu bir kere; onlardan kaçamıyorum. Yıllardır bastırdığım öfkem gün yüzüne çıktı. İşin kötüsü bu kez öfkemi dışarı vuramam, sorumlu olduğum biri var ve yaptığım her hareket, söylediğim her söz onu etkiliyor. Ona güzel bir hayat sunmak zorundayım. Artık bana yazarak ve… Read more: Kötü Dilekler
- Pochitaları Kimse Hak Etmiyorby hikayeyiyenKapak resminde gördüğünüz şirin varlık Chainsaw Man / Testere Adam isimli animenin en önemli karakteri. Testere iblisi Pochita. Yazıyı yazabilmek için hikayenin bir kısmını anlatmak zorundayım. Elimden geldiğince spoiler vermeden anlatmaya çalışacağım. Ana karakter Denji’nin hayatta yapayalnız kaldığı bir anda karşısına yaralanmış haldeki Pochita çıkar. Denji kanından vererek onu iyileştirir ve bir daha hiç ayrılmazlar. Denji ve Pochita yakuza için iblis avlayarak babasından kalan borçları ödemeye ve hayatta kalmaya çalışırlar. Denji’nin en büyük hayali normal bir hayat yaşamaktır. Bir gün özgür olurlarsa nasıl yaşamak istediğini Pochita’ya anlatır sık sık. bu tehlikeli iş sırasında bir iblis tarafından öldürülme ihtimallerini düşünür ve… Read more: Pochitaları Kimse Hak Etmiyor
- Av Zamanıby hikayeyiyenÇocukken kahramanlara ihtiyaç duymazdım. Hiçbir süper kahraman etkilemedi beni. Sıkıntılarımı gelip halledecek bir kahraman hayal etmedim. Süper kahraman olmaya da öykünmedim. Evet süper güçleri eğlenceli görünüyordu ama yaptıkları iş biraz sıkıcıydı. Uçmak gibi bir süper gücüm olsa, bu gücü insanları kurtarmak için kullanacak bir tip değildim. Düşünüyorum da bende seçilmiş kişi kumaşı yokmuş, süper güçler gerçek olsalar dahi bu kadar kendi halinde bir çocuğa verilmezdi bu güçler herhalde. Şimdi, bu yaşımda, düzeltemediğim bazı adaletsizliklere dayanacak gücüm kalmadığında kahramanlara ihtiyaç duyuyorum. Süper kahramanlar hayal etmeye başladım. Bana çok iyi hissettiriyor. Elbette ben insan süper kahramanlar hayal etmiyorum. İnsanlarda kahraman olmak için… Read more: Av Zamanı
- Tsukiby hikayeyiyenHayatıma bir sokak kedisi girdi. Tsuki. Varlığı da yokluğu da çok şey değiştirdi. Size biraz ondan bahsedeyim. Bir macera kitabı hayal edin. Kahramanın bilinmeyen bir yolculuğa çıktığı bir kitap. Bu hiçbir şey bilmeyen ve sayfalar boyunca türlü türlü maceralara atılıp tehlikelerden geçen kahramanın yanında olmasını istediğiniz o güvenilir arkadaş benim için Tsuki’ydi. Varlığı güven verirdi. Kahraman, yorgunluktan gözleri kapandığında bir tek Tsukinin yanında rahat uyuyabilirdi. Zaptedilemezdi, kendi amaçları vardı onun, bir şey yapması istendiğinde kimseyi kırmazdı belki ama asla yanınızda ne kadar kalacağını da bilemezdiniz. Zaman zaman ortadan kaybolur, ortalıkta yokken neler yaptığı merak ederdiniz, tekrar isminin geçtiği sayfalar dört… Read more: Tsuki