Hayatıma bir sokak kedisi girdi. Tsuki. Varlığı da yokluğu da çok şey değiştirdi. Size biraz ondan bahsedeyim.
Bir macera kitabı hayal edin. Kahramanın bilinmeyen bir yolculuğa çıktığı bir kitap. Bu hiçbir şey bilmeyen ve sayfalar boyunca türlü türlü maceralara atılıp tehlikelerden geçen kahramanın yanında olmasını istediğiniz o güvenilir arkadaş benim için Tsuki’ydi. Varlığı güven verirdi. Kahraman, yorgunluktan gözleri kapandığında bir tek Tsukinin yanında rahat uyuyabilirdi. Zaptedilemezdi, kendi amaçları vardı onun, bir şey yapması istendiğinde kimseyi kırmazdı belki ama asla yanınızda ne kadar kalacağını da bilemezdiniz. Zaman zaman ortadan kaybolur, ortalıkta yokken neler yaptığı merak ederdiniz, tekrar isminin geçtiği sayfalar dört gözle beklerdiniz.
Sonra, en ihtiyaç duyduğu anda kahramanın yanında belirir onu bir çok tehlikeden korurdu. Güçlüydü, cesurdu, özgür ruhluydu. Kimsenin sadakatinden emin olunmasa da onunkinden emin olunurdunuz. Kötüler zalimlik yaptığında Tsuki olsa bunu yapamazlardı diye düşünürdünüz. Kıymetli ve narin bir eşya korunması gerekiyorsa o korusun isterdiniz. Yaralansa bile belli etmez, acılar içinde bile olsa arkadaşlarını yalnız bırakmazdı. Eminim bu macerada sizin de en favori karakteriniz Tsuki olurdu, hikayesini belki kahramanınkinden bile daha çok severdiniz. Ve en çok onun ölümüne ağlardınız. İşte Tsuki böyle bir kediydi, bana böyle hissettirirdi.
Bu uyuyan kedileri Tsukiyi anmak ve onun benim dünyamda temsil ettiklerini çoğaltarak yaşatmak için yapıyorum. Dünyanın her yerinde ondan bir parça olsun diye yüzlerce yapmak istiyorum bu kedilerden; onu unutmamak için, onsuz kalmanın acısını hefifletmek için, tavşan ayaklarına benzeyen arka patilerini anmak için.
Bazen yazarın kitabın devamını yazmasını beklerken buluyorum kendimi. Hiç beklemediğim bir anda Tsuki geri gelsin istiyorum. Meğer Tsuki ölmemiş gece yine binamda miyavlıyor, eve girmek için kapıma sürtünüyor.
Eylül 2023