You are currently viewing Derinin Altında / Michel Faber / İthaki

Derinin Altında / Michel Faber / İthaki

İlk basım tarihi: 2000

Çeviren: Ayça Çınaroğlu

Isserley de çoğunlukla böyle tarih öncesinden kalma saatlerde işe girişirdi; öyle ki dünyada ilk araba onunki olabilirdi. Daha yeni tamamlanmış bir dünyaya indirilmiş gibiydi; sanki dağlar tam yerine oturmamıştı ve ağaçlı vadiler her an denize dönüşebilirdi.

(Sayfa 11)

Duygularını, uzaktan gelen bir arabanın farlarını arabanın yan aynasından görür gibi ancak göz ucuyla görebiliyordu. Yalnızca doğrudan bakarak aramadığı zaman, onları fark etme şansı vardı.

(Sayfa 46)

    Yaratığın konuşamadığına inanmak çok zordu. Nasıl da konuşabileccekmiş gibi görünüyordu. Tuhaf olmasına rağmen aldatıcı bir şekilde insansı bir görünüşü vardı, bu da onu, ilk kez olmasa da, türler arasındaki sınırı geçip iletişim kurmak için kışkırttı.

   “ Merhaba,” dedi.

”Ahl,” dedi.

“Viin,” dedi. 

    Koyunda aceleyle kalkıp gitmesi dışında herhangi bir etki yapamayan bu üç kelimelik selamlaşmayla, Isserley’in bildiği diller tükenmişti.

    Aslına bakılırsa Isserley dilbilimden pek anlamazdı.

    Hiçbir dilbilimci de onu yaptığı işi yapmak istemezdi, orası kesindi Yalnızca Yeni Topraklar’a getirilip bırakılmanın dışında bir geleceği olmayan umutsuz kişiler bunu düşünürdü.

    Bu durumda bile ancak akıllarını oynatmışlarsa düşünebilecekleri bir şeydi bu.

  Geriye baktığında, kendisinin de tamamen aklını bozmuş olduğunu farkediyordu… tımarhanelik bir zırdeliydi. Ama yine de her şey iyi sonuçlanmıştı. Şimdiye kadar verdiği en doğru karar olmuştu bu. Yeni Topraklar’da kısılıp kalmış -duyduğu kadarıyla korkunç derecede kısa- bir hayattan kurtulmaya karşılık verdiği gerçekten de önemsiz bir kişisel özveriydi.

( Sayfa 68)

Bu sözcük canını sıkıyordu yine de. Vazgeçilmez.İnsanların burunlarına vazgeçilebilirlik kokuları geldiğinde başvurmaya yatkın oldukları bir sözcüktü vazgeçilmez.

(Sayfa 76)

=> Sayfa 113, Isserley’in ırkının Amlis Wess üzerinden tarifi.

Isserley bütün bu yaratıkların temelde aynı olduklarını elbette biliyordu. Bir kaç haftalık yoğun bakım ve tek tip beslenme, bunu yeterince belli ediyordu. Ama üzerlerine elbise giydiklerinde, saçlarına tuhaf şekiller verdiklerinde ve garip yiyecekler yiyip vücutlarını anormal bir şekle soktuklarında gayet farklı görünebiliyorlardı, o kadar ki bazen insanlar gibi birini daha önce bir yerde görmüş olduğunuzu sanıyordunuz.

(Sayfa 137)

“O yediğin et,” dedi yumuşakça, “ aynen senin ve benim gibi yaşamış ve nefes almış bir yaratığın bedeni.”

(Sayfa 164)

“Kimse bana onların da bir dili olduğundan söz etmemişti,” diye hayretini gösterdi Amlis; öyle etkilenmişti ki anlaşılan kızamamıştı bile. “ Babam onları hep ayaklı bitki diye tarif ederdi.”

(Sayfa 170)

“Sana anlatmaya çalıştığım tek şey,” diye üsteledi  Amlis sinirli bir şekilde, “ bir kaç dakika önce yediğin etin burada bizimle iletişim kurmaya çalışan etle aynı şey olduğu.”

(Sayfa 172)

Gerçek şuydu ki vodsel’ler hakkında hiçbir şey bilmeyenler onları tamamen yanlış anlamaya yatkın oluyorlardı. Her zaman için onlara insansı özellikler yakıştırma eğilimi vardı. Bir vodsel, insan davranışına benzer bir şey yapabilir, acı duyan bir insan gibi ses çıkarabilir, yalvaran bir insan gibi hareket edebilirdi ve bunu gören cahil birisi nedensiz yere hemen bir sonuca varırdı.

     Nihayetinde vodseller insanı insan yapan şeylerin hiçbirini yapamazlardı. Siyuvil edemezler, mesnişil yapamazlardı, slan kavramları hiç yoktu. Ayrıca bu yaratıklar ne çail’e ne de çailsin’e ihtiyaç duyuyor gibi görünüyorlardı.

   Hem o küçük donuk gözlerine bakınca nedenini anlayabiliyordunuz.

Eğer dikkatle bakarsanız tabi.

(Sayfa 173)

Önünde uzanan kasvetli yola gözlerini dikmişti; adam sanki gizli kabuğundan yavaş yavaş çıkarılacak  paha biçilmez bir inciymişçesine onu dürtüp dışarı çekmenin yoruculuğu, bu saçma uğraşı onu küçük düşürüyordu. Hem bunlar ne içindi? Diğer vodsel’lerden farksız bir vodsel, dünyayı istila etmiş milyarlarcasından yalnızca bir tanesi. Birkaç paket et değerinde.

(Sayfa 199)

=> Sayfa 210, 211 Vodsellere neler yapıldığının dehşet verici şekilde anlatımı.

Leave a Reply