You are currently viewing Kötü Dilekler

Kötü Dilekler

     Bana ne kadar kötü olurlarsa olsunlar kimse için kötü dileklerde bulunmamak gerektiği öğretildi. Kötü dilekler dileyince, bu dileğin dönüp dolaşıp  bana zarar vereceği söylendi. Ama yaşarken, bana öğretilen bir çok şeyin gerçeklerle uyuşmadığını fark ettim. Bu riski alıp, sonuçlarını kendim görmek istiyorum.

      Sonbaharın yaklaşması çok büyük bir şans benim için. İçimden güzel bir şey yazmak gelmiyor. Karanlık düşünceler zihnimi doldurdu bir kere; onlardan kaçamıyorum. Yıllardır bastırdığım öfkem gün yüzüne çıktı. İşin kötüsü bu kez öfkemi dışarı vuramam, sorumlu olduğum biri var ve yaptığım her hareket, söylediğim her söz onu etkiliyor. Ona güzel bir hayat sunmak zorundayım.  Artık bana yazarak ve örerek kendimi ifade etmekten başka yol kalmıyor.

      Ben de 30 kilitli 30 kapı ardında yaşayan o kadın gibi oldum. Hani ayaklarında 30 ağır halka olan kadın. Hikayesini duymuş muydunuz. Ah ne kadar da iyi biriydi. Ne kadar nazik, ne düşünceli bir ruhtu. Yüzünde her zaman bir gülümseme olurdu. Gülümsemesi o kadar güzeldi ki, görenin içini aydınlatırdı. Günlerini evinin işini yapıp, penceresine gelen bir kaç kadından haberler alarak ve  kalan zamanında da eline geçen malzemelerle dilek heykelleri  yaparak geçirirdi. Evinin karşısındaki ağaçların kurumaması için bir heykel yaptı. Köyün girişindeki evde yeni bir bebek doğduğunu duymuştu, bir süredir o tarafa yürüyememişti o yüzden bebeği göremedi. Bebeğin iştahlı olması için bir heykel yaptı. 

      Her akşam penceresinin altına gelen sokak köpeğinin sıcak bir yuva bulması için bir heykel yaptı. Hava karardıktan sonra dışarı çıkamadığı için henüz başını okşayamamıştı. Ona yemek verse bile asıl istediğinin güzel bir sarılma olduğunu gözlerinden anlıyordu. Bir kaç kez gündüzleri de görmüştü köpeği ama henüz 22. kapıdaki 22 kilidi açamadan köpek gitmişti. 

      Bir heykeli de gülüşünü çok sevdiği bir çocuk için yaptı. Evinin penceresinden oyun oynadıkları alanın  bir ucu görünüyordu. Hangi çocuk olduğunu uzaktan seçememişti ama sesi çok net duyuluyordu. O güzel gülüşlü çocuğun hayatı boyunca gülmesi için bir heykel yaptı. 

      Çok fakir bir aile olduğunu söylediler, ailenin babası istediği gibi bir iş bulamamış.  Zavallı çocuklar açlıktan bir deri bir kemik kalmışlar. Babaya iş bulması için bir heykel yaptı. Böyle iyilik yapabilmek, bir şekilde insanların hayatına dokunabilmek mutlu ediyordu onu. Çünkü evinden çıkmak gittikçe zorlaşmıştı. Ayaklarındaki ağırlıklar sebebiyle yürüyebildiği mesafe de azalmıştı.

      Bir zaman sonra köpek akşamları gelmemeye başladı. Bu onun gülümsemesini biraz soldurdu. Kalbinde bir huzursuzluk filizlenmeye başladı. Fakir ailenin babası iş bulmuştu ama pek iyi biri olmadığı ortaya çıktı. Meğer çocukların aç kalması parasızlıktan değilmiş; adam çok cimriymiş. Bu arada Geceleri uykuya dalmakta çok zorluk çekmeye başladı. Köpek nereye gitmişti? Gülüşünü çok sevdiği çocuk artık buralara uğramıyordu. Kim olduğunu bile bilmediği için onun nerede olduğunu da kimseye soramamıştı. Köpek iyi miydi acaba? 

       Sonra bir gün, sıkıldı. 30 kilitli 30 kapının ardında yaşamaktan sıkıldı. Köpek için endişelenmekten sıkıldı. Hiçbir şey bilmemekten sıkıldı. Yürümenin bu kadar zor olmasından sıkıldı. Yaptığı dilek heykellerinden sıkıldı. Yaptığı hiçbir şey içindeki huzursuzluğu bastıramıyordu. Yeni bir şey yapmaya ihtiyacı vardı. 

      Böylece, köpeği zorla tutan biri varsa, ellerinin tutamayacak hale gelmesi için bir dilek heykeli yaptı. Köpek ertesi akşam geldi.  Bundan çok hoşlandı. 

      Sonra fakir adam için bir heykel yaptı. Duydu ki adam artık evine gitmiyormuş. Önce herkes biraz üzülmüş, ama sonra iyi oldu ailesi biraz rahatladı demeye başlamışlar. Neden bilememişler ama tüm köydeki baltalar ve testerelerin metalleri bir gecede erimiş.

     Kötülük her zaman iyilikten daha çabuk ikna eder. Bir bebeğin iştahlı olması için bir dilek heykeli yapınca o bebeğin sağlıkla büyümesinin sebebi olarak asla bu heykeli görmezler. Kötü dilek heykellerinin gücü kısa sürede köyün sınırlarını aştı.  Penceresinin altına gece gelenlerin sayısı gündüz gelenlerin sayısını, yüzlerini gizleyerek gelenlerin sayısı yüzlerini gizlemeden gelenlerin sayısını aşınca insanlardan da sıkıldı. Ayaklarındaki ağırlıkları çıkardı. Onu 30 kilitli 30 kapı ardında tutanlar için bir heykel yaptı. Özgür ve hafiflemiş hissederek evinden çıkıp yürümeye başladı. Onu en son yanında beyaz bir köpekle köyün yakınındaki ormana girerken gördüler.

          Ben de çok sıkıldım. Bu yüzden 30 kilitli 30 kapının ardında yaşayan kadını hatırlıyorum sık sık. Onun anısına iki tane dilek canavarı yaptım.  Ve tıpkı onun gibi, canavarlarımdan birini iyi birini kötü dileklerim için ördüm. Lila canavar şans için. Talihsiz serüvenler dizisi’ndeki karakterlere taş çıkaran bir şanssızlık var Sevgilimin üstünde. Onun için düzenli olarak şans dileyen bir  canavar yapmak hoş olur diye düşündüm.  

      Beyaz dilek canavarını niçin yaptığım ise  apaçık ortada. Gözünden okunuyor, o kan istiyor. Göğsünde “ölüm” yazıyor. Korkmanıza gerek yok, laneti size uğramaz. Tabi kötü şeyler yapmıyorsanız. 

Eylül 2024

Leave a Reply